Çağımızdan 2700 yıl önceleri, Batı Türkistan'dan çıkıp, Kafkasları aşarak Azerbeycan ve Anadolu'ya yapılan ve bir ucu Çin'e bir ucu da Batıda Kalkat Dağlarına dayanan sahaya(alana) İskitler hakim olmuşlardır. Sakalara vergi veren metyalı İran Şahı Kayaksar M.Ö.(633-584) Urmiye gölü kıyısında Sakalar Padişahı Afrasyap(Alper Tonga )ile boy beylerinin 625 yılı yazında bir ulu ziyafet vererek hile ile hepsini sarhoş ederek Geceleyin pusudaki askerleri ile Alper tonga ve Saka ulularını toptan kılıçtan geçirdi. Bunun sonucu olarak bahtsız kalan sakalar hazırlıklı İranlıların karşısında dayanamayıp, Aras ırmağı ile Çoruh boyunda tutuldular. Kuzeye çekilmeyen Sakalar da Van gölü güneyi ile küçük zapt suyu arasında ve Dicle kolundaki dağlık bölgede Kalarak İranlılara düşman ve ayrı bir beylik halinde yaşadılar.
Dicle Türklerinin Heradot Kesenefon Bitlis, Sancak bey Şerefhan ve Evliye Çelebi Kaynaklarından süzülen Tarih ve Soy bilgileri ışığında değerlendirildiğinde, Dil, Boy ve oymak adları ile folklorları din ve inançları ile öteki dört bölgedeki Türklerden ve oğuzların üç ok kulundan geldiği bir gerçek olarak görülmekte dir. Heredot Dicle Kürtlerinin M.Ö.500 yıl yılındaki hakim boylarına göre Boht 'lar adı ile anar.Kesenefon ise M.Ö.4001'den Zapt ve Bohtan çayı arasındaki dağlık bölgelerden geçerken buradaki boyları Kurduk(Kürtler) Adı ile anarak kurdukları Şeyhin şahı 'na tabi olmadan müstakilce yaşadıklarını belirtir.
Hiristiyanların yayılmaya başladığı M.S.305 'te Dicle solu ili Van Gölü arasında akalan bölgede Kurduk-Elbeyliği;Kortu,Kortik,Adrovar,Motogan,gibi Belçaklara ayrılmıştır.
Oğuzhanlılar,(Bohtlar,Karduklar)İslam dinini benimsemediklerini duyurmak üzere Hz.Muhammed'e Bohduzları ileri gelenlerinden Amamon(Aman)adlı şahsı elçi olarak gönderdiler.Ermenilerin bölgeye sokulmamaları Romadan sonra hiristiyan olan partalar krallığı dönemine rastlar.Araplar ise,özellikle Hz.Ömer döneminde Basra'dan göçen kafile ve aşiretler halinde bu bölgeye gelmeye başlamışlardı. Ermeniler yerleşim bir hayat tarzı sürdürürken Arap aşiretleri göçer ve yarı göçer bir yaşam sürdürüyorlardı.
Sason çevresi halkının kökeni,çoğunlukla Basra dan göçen ve sonradan Türk-İslam Kültürü içinde yoğurulan ve Karduklarla(Bohtlarla)hısım akrabalık olan Arap Kabilelerine dayanmaktadır.
Sason İlçesinin eski adı "KABİLCEVİZ"dir. Kelime anlamı cevizi bol anlamına gelmektedir. Sason adı Türkiye Cumhuriyeti tarafından verilmiştir. Sason üzerinde ZOK'ta bulunan dili arapça olan Garzan aşireti Kurtalan' dan Muş'a kadar uzanan bölgede hakim olmuşlardır. Dili Kürtçe olan Hiyan aşireti ise Silvan, Yücebağ ve Muş ili yörelerinde etkin olmuşlardır.
1864 yılında Osmanlı yönetiminde eyaletlerin yerine vilayetler kurulurken, Sason Siirt Sancağı ile birlikte Diyarbakır Vilayetine bağlanmıştır. Nitekim 1871 tarihli Diyarbakır Salnamesinde Sason İlçesininSiirt Sancağına bağlı olduğu belirtilmektedir.1844'lerden sonra Siirt sancağının sırası ile Bitlis Vilayetine Cumhuriyete kadar da Muş İline bağlı olduğunu görüyoruz. Cumhuriyetten sonra Sason İlçesi kesin olarak SiirtVilayetine bağlı bir kaza durumuna getirilmiştir.1938 Kozluk İlçesi Sason' nun bir bucağı iken bu tarihte ayrılarak İlçe statüsünü kazanmıştır. Sason İlçesi 16 Mayıs 1990 tarih ve 20522 Sayılı Resmi(Mükkerrer )gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 3647 Sayılı Kanunun 2. Maddesine göre Batman İlçesi Vilayet olması nedeniyle, Sason İlçesi bu tarihte Siirt Vilayetinden ayrılarak Yeni İl olan Batman İline bağlanmıştır.
Sasondan Görüntüler
Yayın Tarihi: 28.02.2024